Ad

tarih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tarih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İklim Krizini Reddetmek: İklim Değişikliği Uydurma mı?

İklim Değişikliği: Gerçek mi, Yoksa Küresel Bir Baskı Aracı mı?

Değerli dostlar,

Son yıllarda nereye dönsek “iklim krizi” diyen, her problemi “iklim değişikliği”ne bağlayan bir anlatıyla karşı karşıyayız. Sanki bu gezegen ilk defa sıcaklık değişimi yaşıyormuş gibi... Şunu en başta açıkça belirteyim: "İklim krizi" söyleminin bir baskı ve yönlendirme aracı olarak da kullanıldığını düşünmekteyim.

Tarihsel Süreçte İklim Her Zaman Değişti

İnsanoğlunun yaşadığı yeryüzü, hiçbir zaman sabit bir iklim düzenine sahip olmadı.

  • Orta Çağ Sıcak Dönemi’nde Avrupa’da bağcılık kuzeye kadar kaydı.

  • Küçük Buzul Çağı döneminde İstanbul Boğazı bile zaman zaman dondu.

  • Hatta Osmanlı arşivlerinde, kuraklık ve aşırı yağış dönemlerine dair sayısız belgeye ulaşmak mümkün.

Bunlar olurken ne sanayi vardı, ne fosil yakıt…
İklim değişti çünkü doğa döngüseldir. Yani iklimin değişmesi doğaldır; "kriz" haline getirilmesi ise politiktir.

Küresel Bir Siyasi Araç mı?

Dikkat edin, iklim değişikliği en çok nerede konuşuluyor?
Gelişmiş ülkelerde. Peki bu ülkeler ne yapıyor?

  • Gelişmekte olan ülkelerden karbon nötr taahhütler istiyor.

  • Enerji yatırımlarını durdurmalarını söylüyor.

  • Fosil yakıt kullanmayın deyip, kendileri nükleer enerji yatırımlarına yöneliyor.

  • “Yeşil dönüşüm” adı altında yeni pazarlar oluşturup kendi teknolojilerini ihraç ediyorlar.

Bu tabloyu gören biri tabi sormadan edemiyor:
Bu kriz kimin krizi? Gerçekten çevre için mi uğraşılıyor yoksa dünya kaynaklarını kontrol altında tutma stratejisi mi uygulanıyor?

İklim Değişikliği mi, "Kriz" Adıyla Algı Yönetimi mi?

“İklim değişikliği yüzünden göç arttı.”
“İklim krizi nedeniyle ormanlar yanıyor.”
“İklim değişikliği kuraklık yapıyor.”

Dostlar, bu cümleler artık o kadar ezbere söyleniyor ki, sorgulamak neredeyse yasak gibi. Oysa:

  • Her göçün sebebi iklim değil.

  • Her yangının sebebi sıcaklık değil.

  • Her kuraklık sadece küresel ısınmayla açıklanamaz.

Ama bu anlatım sürekli pompalanıyor. Çünkü korku, itaat üretir.
Tıpkı pandemi döneminde olduğu gibi, “bilimsel otoriteler” adına konuşan yapılar, herkesi susturup tek bir doğruya zorlayabiliyor.

Eleştiren Herkes Bilim Karşıtı mı?

Bu da ayrı bir mesele…
İklim değişikliği söylemini sorgulayan biri hemen ya “bilim karşıtı” ya da “komplo teorisyeni” olarak yaftalanıyor. Oysa bilim dediğimiz şeyin doğasında şüphe, sorgulama ve alternatif görüş vardır.

Ben bir çevre mühendisi olarak doğayı, suyu, temiz havayı çok önemsiyorum. Ancak iklim değişikliğine "iklim krizi" adı verip bu söylemin arkasına saklanarak yürütülen politik ve ekonomik manipülasyonları da görmezden gelemeyiz.

Sonuç olarak: Gerçek Tehlike Algı Yönetimidir

İklim değişiyor mu? Evet. Ama bu yeni değil.
Kriz olarak sunulması ise yeni. Kriz adıyla devletler keriz yerine konulmamalı.
Ve bu kriz anlatısı üzerinden yürütülen küresel yönlendirme, asıl üzerinde düşünmemiz gereken meseledir.

Bu yazdıklarım, tartışılsın diye yazılmıştır.
Körü körüne bir inançla değil, açık bir gözle, serin bir akılla bakalım bu meselelere.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı