Ad

gönüllülük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gönüllülük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İklim Savunucuları Aranıyor! İklim Hareketinde Öncü Ol!

İKLİM GÖNÜLLÜSÜYÜZ, GELECEĞE YÜRÜYORUZ

Değerli dostlar,

Artık sadece “düşünen” değil, “eylemde olan” bir nesil var. Bizler yalnızca çevre sorunlarını konuşan değil, iklim krizine karşı bilinçli adımlar atan, umutla ve kararlılıkla hareket eden bir topluluğuz.

Biz İklim Gönüllüsüyüz!
Sadece çevremizi değil, zihniyetleri de dönüştürmek için çalışıyoruz. Her sokak temizliği, her atölye, her farkındalık kampanyası; yeni bir bilinç inşa ediyor.

Biz Çevre Öncüleriyiz!
Bir pankartla, bir mektupla, bir proje fikriyle...
Sessiz çoğunluk adına konuşuyoruz, doğa için kalpten gelen sesimizle yola çıkıyoruz.

Biz Gelecek İçin Görevliyiz!
Bu dünyayı emanet değil, görev olarak görüyoruz.
Görevimiz ne mi? Karbonu azaltmak, doğayı korumak, sürdürülebilirliği hayata geçirmek.

Biz İklim Sözcüsüyüz!
Bazen bir okul kürsüsünde, bazen bir belediye salonunda, bazen bir podcast kaydında…
Doğanın dili oluyoruz.

Biz İklim Savaşçısıyız!
Silahımız bilgi, kalkanımız dayanışma, stratejimiz sürdürülebilirliktir.
Bilimle, eğitimle, nezaketle mücadele ediyoruz.

Biz İklim Kahramanıyız!
Ve biliyoruz ki kahramanlık; pelerin takmak değil, küçük ama etkili adımlar atmaktır.
Bir fidan dikmekle, bir çocuğa çevre sevgisini aşılamakla başlar kahramanlık.

İklim Okulu olarak biz; bilgiyi, eyleme dönüştürenlerin okuluyuz.
İklim dostu bireyler, yeşil fikirli gençler, değişimin sesi olan herkes için buradayız.

Şimdi senden beklenen, bu çağrıya kulak vermen:
Sen de İklim Gönüllüsü ol!
Geleceği birlikte inşa edelim.



İklim Krizinin Psikolojik Etkisi: Gençlerde Ekoanksiyete

EKOANKSİYETE: GELECEĞİ DÜŞÜNMEKTEN KAYGI DUYMAK

Değerli dostlar,

Gözümüzün önünde eriyen buzullar, bir türlü gelmeyen mevsimler, kuruyan göller, dolup taşan seller, yanan ormanlar... Ve sonra sessizce içimize çöken o his: Ekoanksiyete.

Ekoanksiyete; çevresel bozulmalar, iklim değişikliği ve gezegenin geleceği hakkında duyulan yoğun kaygı halidir.
Henüz tıbbi bir hastalık olarak tanımlanmasa da dünya genelinde giderek yaygınlaşan bir ruhsal durumdur.

Kimlerde Görülür?

• Gençlerde, özellikle ergenlik çağındaki bireylerde,
• Bilinçli ebeveynlerde,
• Çevre mühendislerinde, aktivistlerde,
• Doğayı seven, sorumluluk duygusu gelişmiş bireylerde…

Yani farkındalığı yüksek olanlarda daha çok görülür.
Ne acıdır ki bilgi arttıkça bazen umutsuzluk da büyür.

Neden Oluşur?

• Karbonsuz bir yaşamın imkânsız gibi görünmesi,
• Devletlerin yeterince eylem göstermemesi,
• Doğaya verilen zararın boyutunu sürekli görmek,
• "Ben ne yapsam ne değişir ki?" hissi…

Tüm bunlar zihnimizde geleceği belirsiz, umutsuz, karanlık bir tabloya dönüştürebilir. İşte bu noktada ekoanksiyete devreye girer.

Ne Yapmalı?

  1. Yalnız olmadığını bil: Bu duyguyu yaşayan milyonlarca insan var.

  2. Eyleme geç: Kaygıyı eyleme dönüştürmek iyileştiricidir.

  3. Topluluklara katıl: İklim savunucuları, gönüllü gruplar umut ve paylaşım alanıdır.

  4. Doğada vakit geçir: Doğa sadece mücadele ettiğimiz bir şey değil; aynı zamanda bizi iyileştiren bir yerdir.

  5. Ufak adımlarla başla: Sıfır atık, enerji verimliliği, toplu taşıma… Etkinin küçük olanı yoktur.

İklim Okulu ile Güçlen

Bizler İklim Okulu olarak, bu duyguların farkındayız.
Gençlere, öğretmenlere, çevrecilere yalnız olmadıklarını hatırlatmak ve birlikte çözüm üretmek için buradayız.
Çünkü bilgi paylaştıkça güç verir. Çünkü kaygı paylaşıldıkça azalır.

Sonuç Olarak: Kaygı Değil, Kararlılık

Ekoanksiyete bize doğayı ne kadar önemsediğimizi gösteren bir işarettir.
Ama bu kaygıyı yalnızca içimize gömerek değil, eyleme dönüştürerek anlamlı kılarız.
Geleceğe dair umudu kaybetmeyelim. Çünkü hâlâ birlikte değiştirebileceğimiz çok şey var.

Süleyman ÇETİN
Çevre Yüksek Mühendisi ve Proje Uzmanı